Endüstri 4.0 kavramı tüm hayatımıza etki edecek ve hızla gerçekleşecek bir devrim. Ulusal ve uluslararası yayınlanan tüm raporlar ve öngörüler bunu doğrulamaktadır. Tüm ülkeler bu değişimden istisnasız etkilenecekler. Gelişmekte olan ülkemizin, bu dönüşümde fikir ve pay sahibi olması bizim için önem arz ediyor. Dijital sanayi dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla bu konuda derlediğimiz bilgileri ve önerilerimizi aşağıdaki başlıklar altında arz ederiz.
-
Gelecek projeksiyonu
-
Birikim ve tecrübe edinmek
-
Rekabet avantajı yakalayabilmek
-
Hangi endüstri seviyesindeyim?
1. Gelecek Projeksiyonu
Dijital dönüşüm, beraberinde büyük bir ekonomik hacim oluşturmaktadır. Yapı ile, hammadeden son kullanıcıya kadar her aşamada yeni teknolojiler ve uygulamalar geliştirilmektedir. Oluşacak hacim, yayınlanan raporlar ve öngörülerle sunulmaktadır. Bu alanda yapılan raporlardan derlediğimiz bazı değerleri aşağıda bilgilerinize sunarız.
a) PWC raporuna göre göre, 2020 yılında 50 milyar cihaz internete bağlı olacak. Şu an 10-11 milyar olduğu tahmin ediliyor.
b) Alman hükümeti 2020 yılına kadar bu kapsamda 140 milyar euro yatırım yapacak
c) Almanya, 2020 ye kadar endüstri 4.0 alanında pazara hakim olmayı hedefliyor.
d) Accenture dijitalleşme endeks raporuna göre Türkiye 2016 dijitalleşme oranı %61, 2015 %60. Raporda Türkiye’de en çok dijitalleşen sektör finans sektörü ve 2016 oranı %81. Banka hizmetlerinde gördüğümüz uygulamalardan dijitalleşmedeki kolaylığı tecrübe ediyoruz. İnternet bankacılığı buna bir örnektir.
e) 2017 Tübitak raporuna göre;
✔ 2020 yılında küresel IoT pazarı 1.7 trilyon dolar olacak.
✔ Endüstriyel robotların yaratacağı etki 0,6-1,2 trilyon dolar olacak.
✔ 2018 yılına kadar küresel sanayide kullanılan robot sayısı 3 milyon olacak.
✔ Türkiye firmalarının %50 si, 3-5 yıl içersinde bu alanda yatırım yapacak.
✔ Ülkemizdeki firmaların sadece %22 si kapsamlı bilgiye sahip. %19 unun hiç bilgisi yok.
✔ Türk sanayi firmları endüstri seviyesi; endüstri 2.0 ile endüstri 3.0 arasında biryerdedir.
Raporlardan anlaşılacağı üzere büyük bir dönüşüm dalgası geliyor ve kaçışımız yok. Dijitalleşme, şirketlerin tercih edebilecekleri ya da dışında kalmayı seçecekleri bir durum değil, kaçınılmaz bir gereklilik ve mecburiyettir.
2. Birikim ve tecrübe edinmek.
Teknolojik gelişmelerin bir birikim ve tecrübe sonucu olgunlaştığı geçmişteki örneklere bakıldığında görülebilir. Bazı firmaların kuruluş yılları aşağıdaki tabloda listelenmiştir.
Günümüz köklü şirketleri, alanlarında uzun tecrübe ve birikime sahip işletmelerdir. Güncel gelişmeleri yakından takip etmiş, ürün, süreç ve stratejilerini bu gelişmelere hemen adapte etmişlerdir. Birikimleri ile yeni ürünler, teknolojiler geliştirmiş ve öncülük etmişlerdir. Endüstri 4.0 kavramının Bosch ve Siemens firmalarının önderliğinde ortaya atılması da tesadüf olmasa gerek.
İşletmelerimizin sanayi devrimini yaşayabilmeleri için biran önce bu konularda adım atmaları gerektiğini ifade edelim. Konuyla ilgili birikim ve tecrübe edinmeniz geleceğinizi şekillendirecektir. Her ne kadar endüstri 4.0 uygulamaları yeni ortaya çıkmış olsa da gecikmeden bu alanda girişimlerde bulunulmalı, gelişmeler takip edilmeli, imkanlar dahilinde küçük uygulamalar yaparak ilerleme katedilmeli, tecrübe ve birikim edinilmelidir. Birikimlerimiz geleceğimizin yapı taşlarıdır.
3. Rekabet Avantajı
Batı ülkeleri üretim maliyetlerinden dolayı üretim hatlarını uzak doğu ülkelerine taşımışlardır. Avrupa ülkeleri ellerindeki üretim gücünü artık kaybetmek üzeredirler. Aşağıdaki grafikte bu görülmektedir. Özellikle Çin 2010 yılına gelindiğinde endüstriyel üretimdeki payını hissedilir şekilde artırmıştır.
Almanya, sanayi üretimindeki maliyetleri düşürüp rekabet avantajı kazanmak için endüstri 4.0 kavramını ortaya atmıştır. Otonom fabrikalar kurarak, işçilik maliyetleri ve enerji tüketimleri düşürülecek, bu sayede ürünlerine rekabet avantajı katacaklardır. Ayrıca esnek üretim hatları ile müşteri isteklerine cevap vererek tercih edilme sebebi olabileceklerdir.
Aşağıdaki grafikte ülkemizdeki çalışan verimliliğinin dünyadaki sıralaması gösterilmiştir. 2012 yılında verimlilikte 43. sıradayız. 2015 yılına gelindiğinde de bu değerin çok değişmediği görülmektedir.
Başka bir veri olarak ülkemizin üretim maliyetlerindeki durumu aşağıdaki şekilde görülebilir. Oransal olarak Çin 96 iken Türkiye 98. Her ne kadar batı ülkelerine oranla düşük görünse de endüstri 4.0 uygulamaları ile ilerleyen batı ülkelerine karşı dezavantajlı hale geleceğimiz açıktır. Batı ülkeleri Çin’in elindeki avantajı aldığında bizim de kaybımızın olacağı açıktır.
Yukarıdaki bilgilere bakıldığında bu alanda eksiklerin çok fazla olduğu görülmektedir. Kendi iş yerlerimizdeki verimlilik, kapasite kullanımı ve gereksiz israflarla ilgili gözlemlerimizi bu verilerle karşılaştırabiliriz.
Ülkemizde endüstri 4.0 ile ilgili farkındalığın giderek arttığını gözlemliyoruz. Şirketler arayış içerisindeler. Yatırım ve geri dönüşüm oranlarını merak etmektedirler. Bu kapsamda TÜSİAD’ın yayınladığı raporda, işletmeler gelirlerinin %1 ile %1,5 arasında bir yatırımla dijital dönüşümü üretim hatlarına katabilirler denilmektedir. Bu yatırımlarla üretim maliyetlerinde %4-7 oranında, dönüşüm maliyetlerinde ise %5-15 verimlilik oluşturulabilir. İmkan dahilinde, küçük küçük uygulamalarla başlayıp tecrübe kazanmanın önemini tekrar hatırlatalım.
Sonuç itibari ile sanayimizin rekabet avantajı kazanabilmesi için sanayi devrimini yakalaması kesinlikle gereklidir. Aksi halde zayıflayacak ve en sonunda doğal sonuç olarak yok olacağız. Bu konularda ufak adımlar atarak yol almaya, dijitalleşmenin kazanımlarını tatmaya başlamalısınız. Üretim hatlarınızdaki rutin işleri küçük PLC ve servo uygulamaları ile otomatikleştirin. İşçilik ve enerji tüketimleri konusunda yeni teknolojiler ile israfları önleyin. Üretim süreçlerinizi ve makinelerinizi anlık izleyerek kapasitenizi, stoklarınızı ve bakım periyotlarınızı istikrarlı şekilde kontrol edin, kayıpları önleyin. İmkanlar dahilinde basit ve rutin işleri robot uygulamaları ile hızlı ve istikrarlı hale getirin. İnsan kaynaklı hataları önleyin.
4. Hangi endüstri seviyesindeyim
Genel tanımlamaları aşağıda verdiğimiz seviyelere bakarak, kabaca hangi seviyede konumlandığınızı görebilirsiniz. Ülkemizdeki işletmeler genellikle Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında görülmektedir.
- Mekanik çalışan ekipmanlarla üretim yapılıyor ise Endüstri 1.0 seviyesi.
-
Üretiminde elektrikli araçların kullanıldığı fabrikalar Endüstri 2.0 seviyesi olarak tanımlanır.
-
Üretim hatlarında PLC, elektronik kontrol devreleri ve bilgisayarların kullanıldığı işletmeler Endüstri 3.0 kapsamında değerlendiriliyor.
-
Otonom sistemlerin kurulduğu, makinelerin birbirleriyle ve insanlarla haberleşebildikleri üretim hatlarının olduğu işletmeler Endüstri 4.0 fabrikaları olarak tanımlanmaktadır.
Seviyeler arasındaki geçişler kesinlikle imkanlarla ilgili olmakta birlikte ortalama olarak düşünürsek işletmelerimizin öncelikli olarak Endüstri 3.0 la ilgili eksiklerini tamamlamalarını öneririz. Ancak yapacakları çalışmaların endüstri 4.0 altyapısına uygun ekipmanlardan seçilmesini gerektiğini ifade edelim.